Gıda güvenliği, iklim krizi ve artan nüfus gibi sorunlar, tarımsal üretimin geleceğini tehdit ediyor. Gençlerin tarım sektöründen uzaklaşması, bu sorunların çözümünde önemli bir engel teşkil ediyor. Tarımda çalışanların yaş ortalaması giderek artarken, gençlerin bu sektörden kaçmasının nedenleri araştırılmalıdır. Türkiye'de çiftçilerin yaş ortalaması 59 olarak belirlenmiştir. Gençlerin tarım sektörüne katılımı, geleceğin tarımını şekillendirmek için kritik öneme sahiptir.
Gençlerin tarımdan uzaklaşmasının birçok nedeni bulunmaktadır. Artan maliyetler, düşük kâr marjları ve pazar belirsizliği gibi faktörler, gençlerin tarım sektörüne girmesini zorlaştırmaktadır. Ayrıca, tarımın 'geri kalmış bir uğraş' olarak görülmesi, gençlerin bu alana olan ilgisini azaltmaktadır.
Gençler, yaşamlarını kurabilmek ve geleceği öngörebilmek adına daha güvenli ve kârlı meslekler aramaktadır. Tarımda hâlâ ilkel yöntemlerin kullanılması ve dijital tarım teknolojilerinin yaygın olmaması, gençlerin bu sektöre olan ilgisini azaltmaktadır. Kırsal alanda geleneksel aile yapısı içinde söz hakkı alamayan gençler, büyük şehirleri tercih etmektedir.
Tarım sektörünün geleceği için gençlerin tarımla buluşturulması gerekmektedir. Tarımı dijitalleştirerek, yazılım ve veri bilimi gibi alanlardan gelen gençleri cezbetmek mümkündür. Tarım girişimciliği ve tarım teknolojileri için kuluçka merkezleri kurulmalı, teknoloji tarımla buluşturulmalıdır.
Tarım meslek liseleri ve tarım inovasyon merkezleri, daha nitelikli ve pratik odaklı hale getirilmelidir. Genç çiftçilere yönelik hazine arazilerinin tahsisi ve ortak üretim kooperatifleri gibi sistemler geliştirilmelidir. İstekli gençlerin araziye ve finansmana erişimi kolaylaştırılmalıdır.
Başarılı genç çiftçiler ve tarım girişimcileri, medya ve sosyal medyada daha görünür olmalıdır. Dijital dünyayı kullanarak, güzel örnekler yaratıp tanınmaları sağlanmalıdır. Çiftçi gelirini artıracak politikalar, doğrudan üretici destekleri ve alım garantileri gibi önlemler, gençlerin sektöre güvenini artıracaktır.
Tarım, sadece üretim değil; yaşam biçimi, doğa dostu bir kariyer ve toplumsal liderlik alanı olarak sunulmalıdır. Tarımsal üretimin sosyal prestiji artırılmalı, genç kadınların üretime katılımı için özel fonlar ve teşvikler verilmelidir.
Tarımın geleceği, gençlerin bu sektöre katılımıyla şekillenecektir. Tarım, yalnızca sorunlarla değil, çözümle, başarıyla ve potansiyelle anlatılmalıdır. Şehir tarımı ve topluluk bahçeleri gibi modellerle şehirli gençler de tarıma çekilmelidir.
Bugün Avrupa Birliği, 'Tarım-Gıda için 2040 Vizyonu'nu açıklarken, gençleri bu sektörün taşıyıcı ana kolonu olarak görmektedir. Tarımı çekici hale getirmenin yolu, onu girişimcilik ve çevresel farkındalık ile entegre bir yaşam biçimi olarak sunmaktan geçmektedir. Eğer tarımı bugünden dönüştürmezsek, geleceği kaybetme riski ile karşı karşıya kalınacaktır.