Küresel Ekonomide İhracat ve İstihdam Sorunları: Türkiye'nin Durumu

Küresel Ekonomide İhracat ve İstihdam Sorunları: Türkiye'nin Durumu
Son yıllarda Türkiye'nin ihracat ve istihdam sorunları derinleşiyor. Klasik ekonomik kalkınma stratejileri, günümüzde etkisini kaybetmiş durumda. Bu yazıda, Türkiye'nin ekonomik durumu ve küresel ticaret dinamikleri ele alınıyor.

Küresel Ekonomide İhracat ve İstihdam Sorunları: Türkiye'nin Durumu

Son yıllarda Türkiye'nin ihracat ve istihdam sorunları derinleşiyor. Klasik ekonomik kalkınma stratejileri, günümüzde etkisini kaybetmiş durumda. İhracat, yerli üretimi artırmakta ve yeni iş imkanları yaratmakta zorlanıyor. Bu yazıda, Türkiye'nin ekonomik durumu ve küresel ticaret dinamikleri ele alınıyor.

İhracatın Düşüşü ve İstihdam Sorunları

Son 15 yılda, klasik ekonomik kalkınma anlatısının temelini oluşturan endüstrileşme stratejileri, bireylerin hayatını sarsmış durumda. Türkiye, uzun yıllar önce ihraç temelli büyümeyi benimsemiş olsa da, istihdam boyutunda diğer ülkelerle kıyaslandığında daha iyi direndiği gözlemleniyor. Ancak, sanayi üretimi ekonomik büyümeyi getirmiyor ve istihdam sağlama konusunda çıkmaza girmiş görünüyor.

Teorik olarak, ihracat yerli üretimin artmasını ve yeni iş imkanlarının doğmasını sağlamalıdır. İhracat yapan firmalar, üretim kapasitelerini artırarak daha fazla işçi istihdam ederler. Ancak, talep tarafındaki durağanlaşma ve teknolojik değişim, bu dinamikleri sarstı. 2020'li yıllarda, 2010'lu yıllarda yaşanan patinajın benzeri yaşanıyor.

Avrupa'nın Durumu ve Rekabet Baskısı

İhracatçılar, aşırı değerli Türk Lirası ve yükselen maliyetlerden şikayet ediyor. Ancak, Avrupa'nın durumu ve tüketim dinamikleri, bu zincirin belirleyici halkası olarak öne çıkıyor. Ticari bloklar ve devletler arası mücadele, Türkiye için bazı fırsatlar sunabilir. Ancak, küreselleşme olgusundaki derin değişiklikler göz ardı edilemez.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) 2024 raporuna göre, dünya mal ihracatının değeri 2023 yılında yaşanan düşüşün ardından yüzde 2,3 oranında artarak 24,4 trilyon ABD dolarına ulaştı. Ancak, bu değer hâlâ 2022'nin neredeyse yarım trilyon dolar altında kalıyor.

Hizmet İhracatının Yükselişi

Hizmet ihracatının getirisi, günümüzde ana gündem haline geldi. 2023 yılında, hizmet ticareti reel olarak yüzde 5 büyüdü ve küresel ticaretteki payı yüzde 25'e yaklaştı. Bu durum, ekonomik büyümenin yeni motoru olabileceğini gösteriyor. Ancak, imalat odaklı istihdam azalma eğiliminde.

Gelişmekte olan ülkeler, küresel değer zincirlerinde yer edinmek için entegre olmayı hedefliyor. Ancak, düşük ücretli, düşük teknolojili stratejilere güvenen ülkeler, düşük ücretli, yüksek teknolojili ülkelerle rekabet edemiyor. Bu durum, geleneksel imalat odaklı ihracat modelinin açmazlarını ortaya koyuyor.

Yeni Ekonomik Modeller ve Gelecek

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin, mevcut düzenlerini korumaları için sübvansiyonlarını gözden geçirmesi gerekiyor. Ulusal şampiyonlar yaratmadan, küresel ölçekte ekonomik performans göstermek zor. Hibrit bir alan olan e-ticaret, bu iki kolu entegre eden bir çıkış yolu olabilir.

Türkiye'de KOBİ'lerin sadece yüzde 4'ü e-ihracat yapıyor. Gelecekte e-ihracat yapmayı planlayan KOBİ'lerin oranı ise yüzde 7,3. Bu oranlar oldukça düşük. TC Ticaret Bakanlığı'nın e-ticaret teşviklerinin, bütüncül bir stratejiyle ele alınması ve farkındalığın artırılması önem taşıyor.

Dijital Hizmetlerin Önemi

Gelişmiş ülkeler, dijital hizmetlere yaptıkları yatırımlarla büyümenin yeni motorunu oluşturuyor. Asya'daki gelişmekte olan ekonomiler, hizmet ticaretindeki paylarını artırarak bilgi yoğun hizmetlere yöneliyor. 2023 yılında, bu ekonomiler hizmet ihracatlarının neredeyse yarısını bilgi yoğun hizmetlerden elde etti.

Sonuç olarak, modern küresel değer zincirlerinin önemli bir bölümü, yenilikçi ülkelerin fikri mülkiyet hizmetlerini ihraç edip, imal edilmiş ürünler ithal ettiği bir yapıya dönüşmüştür. Bu durum, gelişmekte olan ülkelerin de pastadan daha fazla pay almasını sağlayabilir.