Meslek hayatımın 30’uncu 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü geride bıraktım. Gazetecilikteki ilk yıllarımda duyduğum heyecan, bugün yaşadığım kaygılarla kıyaslandığında oldukça farklı. 30 yıl önceki umutlarım, günümüzdeki zorluklarla karşılaştırıldığında kaybolmuş gibi. Gazetecilik, toplum adına anlam yaratma fırsatı sunan bir meslek olarak benim için her zaman değerli oldu.
30 yıl önce gazeteciliğe adım attığımda, bu mesleğin sunduğu fırsatlar beni çok heyecanlandırıyordu. 26 yaşında mimarlık diplomasıyla bambaşka bir alana geçiş yapmak, bana yeni bir dünya açmıştı. O dönem, gazetecilikte öğrenilecek çok şey olduğunu biliyordum. Eski yöneticilerim de bu azmimi hatırlıyor. Mesleğimize olan sadakatimiz, rekabetimiz ise haberi ve hakikati ilk bulan gazeteci olma çabasıydı.
O zamanlar gazeteciler arasında yandaş ya da muhalif ayrımları yoktu. Her gazeteci, diğerleriyle iletişim kurabiliyor, sorularını sorabiliyordu. Baskı ve sansür vardı, ancak bugünkü kadar yoğun değildi. Darbe yıllarında katledilen gazeteciler, mesleğin karanlık yüzünü gözler önüne seriyordu. Ancak, şu anki durumu hayal bile edemezdik.
Bugün, söylenmemiş sözlerden ve yazılmamış kitaplardan hapse gönderilmek, gazetecilik mesleğinin geldiği noktayı gösteriyor. Kelepçelere maruz kalmak, gazetecilerin yaşadığı baskının bir parçası haline geldi. Hem ülkemiz hem de dünya, korkunç bir popülizm ve kutuplaştırma ile karşı karşıya. Bu durum, kimseye fayda sağlamıyor.
20 yıl önce ‘algı yönetimi’ ve ‘siyasi iletişim’ gibi kavramlar, bizi düşünce ve fikir çöllüğüne sürükledi. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde, elektronik kelepçe ile evimde yayın yapmak zorunda kalmak, bu düşünce esaretinin bir örneği. 84 milyon vatandaşın yararı için yapılan mesleğimiz, bir propaganda makinasına dönüştü. Ancak gerçek gazeteciler, hakikatin peşinden koşmaya devam edecek.
Gazetecilik, toplumun sesi olma görevini üstlenir. Bu nedenle, gazetelerimizi ve ekranlarımızı siyasi erklerin etkisinden kurtarmalıyız. Memleketin tüm seslerinin ve fikirlerinin sahiplenilmesi, gazeteciliğin temel amacıdır. Gerçek gazeteciler, bu mücadeleyi sürdürmekte kararlıdır.
Gelecekte, gazetecilik mesleğinin daha özgür ve bağımsız bir yapıya kavuşmasını umuyorum. Bu, sadece gazetecilerin değil, tüm toplumun yararına olacaktır. Gazetecilik, hakikatin peşinden koşmaya devam ettikçe, toplumda anlam yaratmaya devam edecektir.